Çok uzun zaman oldu buraya bir şeyler yazmayalı... Nihayet zaman buldum (aslında birisi yazmamı çok istedi o kendini biliyor :)) Ve bu hafta sonu yeniden gittiğim Doğu Karadeniz'le alakalı bir şeyler yazmak istedim. Yolculuk bir kaç kısımdan oluşmakta ve bu nedenle bunu maddelere ayırmak istiyorum.
1) Yolculuğun en güzel fakat en yorucu kısmı olan gidiş kısmı. Şöyle ki başıma bir kaç tane talihsizlik geldi (Normalde hep beklediğim bir şeydir, üzerimde bir cenabetlik var ama hadi hayırlısı) Önce sabah saat 05.30 da uyandım. İnsan kendini uyanmak zorundaymış gibi hazırlayınca hakikaten istediği saatte uyanıyor denedim ve gördüm. Tam 05.30 da saat çalmadan uyandım oysaki geçte yatmıştım. Neyse efendim hava haliyle buz gibi. Kalktım hazırlandım bir güzel. Sonracığıma sağ olsun babacığım da beni götürmek üzere yatağından kalktı. Ve aşağıya indik. Birde ne görelim!! Bütün kış bir gram kar yağmayan Ankara'da bir güzel kar yağıyor :) Neyse efendim bir şekilde havaalanına ulaştık. Babam beni bıraktı ve gitti. Bilet almak için sıraya girdik fakat sıra bir türlü ilerlemek bilmedi. Öndekiler resmen demir attı. Neyse bir 40 dakikalık beklemenin ardından kalkış saatine 25 dakika kala anca perona gidebildik. Ardından hemen uçağa aldılar zaten bizi. Uçak pistte kalkış için hazırlandı ve bu sefer pilot uçak üzerindeki karların temizlenmesi için beklediğimizi söyledi. Bir 15 dakika da orda bekledik. Tam kalkmak üzereyken Sağ olsun Hıyar (Afedersiniz:)) ın birisi ben inmek istiyorum dedi çok rahatsızlanmış öyle söyledi. Hostesler beyfendi bir şeyiniz yok ne oldu gibi sorularla geçiştirmeye çalıştılarsa da adam pek dişliydi ve kalkmaya hazır uçaktan inmeyi başardı. Adam 3 gün evvel anjiyo olmuş ve sanırım kendini oldukça kötü hissetmişti. Neyse efendim sonuç olarak baya bir duraklamadan sonra kalkmayı başardık. Trabzon'a geldik ve uçak inişe geçti. Fakat filmlerde bile zor rastlanacak türden bir iniş yaptık. Uçak havalara zıpladı bir kıyamet koptu ve o an içimden kesin denize uçacağız diye geçirdim. Fakat pilot hiç bir şey olmamış gibi uçağı indirdi ve park alanına çekti. Yanımdaki adamın tepkisi de görülmeye değerdi. "O nası indi yav öyle! Anlaşıldı bir daha Pegasus'a filan binmek yok" diye sessizce söylendi gariban gariban...
Uçaktan indim ve taksilerin olduğu yere doğru ilerledim acele acele. Fakat neden olduğunu bir türlü anlamadığım bir şekilde taksicilerden kimse beni sallamadı. “Heeeyt başlarım lan taksisine de” dedim ve
To be continued…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder